Konfabulasyon

Psikolojide konfabulasyon, kişinin kendisi ya da dünya hakkında uydurma, çarpık veya yanlış yorumlanmış anılar üretmesi olarak tanımlanan bir bellek hatasıdır.

Konfabulasyon sergileyen insanlar, “ince değişikliklerden tuhaf uydurmalara” kadar, geniş bir ölçekte çeşitlenen yanlış anılar sunarlar ve çelişkili olduklarına ilişkin kanıtlara rağmen genellikle hatırladıkları anılardan çok emindirler.

Tanım

Kandırma niyeti olmadığı ve kişi, bahsi geçen bilginin yanlış olduğunu bilmediği için konfabulasyon yalan söylemekten ayrılır. Bireyler yanlış olduğu bariz olan bilgiler sunabildiği gibi, konfabulasyon içsel olarak tutarlı, uyumlu ve nispeten normal de görünebilir.

Bilinen konfabulasyon vakalarının çoğu, anevrizma, Alzheimer hastalığı veya Wernicke-Korsakoff sendromu (alkolizmin neden olduğu tiamin eksikliğinin yaygın bir tezahürü) gibi beyin hasarı veya demansların (bunamanın) bulgularıdır. Ek olarak, antikolinerjik toksidrom (toksik sendrom) geçiren kişiler tuhaf veya mantıksız davranışları hakkında sorgulanırken sıklıkla konfabulasyon gösterir.

Her çeşit konfabulasyon çoğunlukla otobiyografik bellekte meydana gelir ve konfabulasyona uğramış anılar, bir anının kodlanması, depolanması veya geri çağrılması sırasında herhangi bir noktada sapmaya uğrayabilecek karmaşık ve çetrefilli bir sürecin göstergesidir. Bu tip konfabulasyon Korsakoff sendromunda yaygın olarak görülür.

Ayrımlar

Genellikle iki tür konfabulasyon tanımlanır:

  • Uyarılmış (anlık veya ikincil) konfabulasyonlar hatalı bir belleğe verilmiş normal bir yanıtı temsil eder, hem amnezi hem de demansta yaygındır ve bellek testleri sırasında ortaya çıkabilir.
  • Düşlemsel (kendiliğinden veya birincil) konfabulasyonlar ise bir işarete yanıt olarak meydana gelmez ve istemsizmiş gibi gözükür. Nispeten daha nadir ve çoğunlukla demans vakalarında görülür ve frontal lob patolojisi ile organik amnezi arasındaki etkileşimden kaynaklanabilir.

Başka bir ayrım ise şudur:

  • Sözel konfabulasyonlar - sözlü yanlış anılar, en yaygın tip
  • Davranışsal konfabulasyonlar - bir kişi yanlış anıları üzerinden hareket ettiğinde ortaya çıkar

Belirti ve bulgular

Konfabulasyon çeşitli özelliklerle ilişkilendirilir:

  1. Tipik olarak sözlü ifadeler ancak sözel olmayan jestler veya eylemler de olabilir.
  2. Tarihsel gerçekler, masallar veya anlamsal (semantik) belleğin diğer yönleri gibi otobiyografik ve kişisel olmayan bilgileri içerebilir.
  3. Beyanı fantastik veya tutarlı olabilir.
  4. Beyanın hem öncülü hem de detayları yanlış olabilir.
  5. Beyan genellikle hastanın geçmiş ve şimdiki düşünceleri de dahil olmak üzere, gerçek deneyimlerini içeren hafızasına dayanarak oluşturulur.
  6. Hasta, beyanlarının çarpık veya uygunsuz olduğunun farkında değildir ve hataları belirtildiğinde endişe duymaz.
  7. Beyanın arkasında gizli bir motivasyon yoktur.
  8. Hastanın kişilik yapısı konfabulasyona hazır olup olmayışında rol oynayabilir.

Teoriler

Konfabulasyon teorileri vurgu açısından değişiklik gösterir. Bazı teoriler, konfabulasyonların hafıza engelli kişilerin öz kimliklerini korumasının bir yolunu temsil ettiğini öne sürmektedir. Diğer teoriler konfabulasyon sürecini açıklamak için nörobilişsel bağlantılar kullanır. Yine de, konfabulasyonu daha tanıdık bir yanılsama kavramı etrafında açıklayan başka teoriler de mevcuttur. Öbür araştırmacılar, konfabulasyonu bulanık izler teorisi kapsamında ifade etmektedir. Son olarak, bazı araştırmacılar ise nörobilişsel açıklamalara daha az, epistemik açıklamalara daha fazla dayanan teoriler tasvir etmektedir.

Nöropsikolojik teoriler

En popüler konfabulasyon teorileri nöropsikoloji veya bilişsel sinirbilim alanından gelir. Araştırmalar, konfabulasyonun uzun süreli hafızadan bilgi alımını kontrol eden bilişsel süreçlerin işlev bozukluğu ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Frontal lob hasarı genellikle bu süreci bozar, gerekli bilgilerin alınmasına ve çıktılarının değerlendirilmesine engel olur. Dahası, araştırmacılar konfabulasyonun "gerçeklik izleme/kaynak izleme hatası" (bir anının gerçek bir olaya dayanıp dayanmadığına veya hayal edilip edilmediğine karar verme) kaynaklı bir bozukluk olduğunu iddia etmektedir. Bazı nöropsikologlar, normal denekler tarafından yapılan uzun süreli bellekten bilgi alma hatalarındaki kontrol süreçlerinin, konfabulasyon hastaları tarafından yapılan hatalardan farklı bileşenler içerdiğini ileri sürmektedir. Kraepelin, ayırt ettiği iki konfabulasyon tipinden birini basit konfabulasyon olarak adlandırmış ve kısmen bu tipin gerçek olayların zamansal sıralamasındaki hatalardan kaynaklandığını ifade etmiştir. Fantastik konfabulasyon olarak isimlendirdiği ikinci tip konfabulasyonun ise, gerçek belleğe dayanmayan tuhaf ve imkansızlığı aşikar olan ifadelerden oluştuğunu belirtmiştir. Basit konfabulasyon, orta temporal lobdaki bellek sistemlerinin hasar almasından kaynaklanabilir. Fantastik konfabulasyonlar, frontal korteksin bir fonksiyonu olduğuna inanılan denetleyici sistemin bir işlev bozukluğunu ortaya çıkarır.

Öz kimlik teorisi

Bazıları, konfabulasyonların bellek yitimi yaşayan insanlarda tutarlı bir benlik kavramını korumaya yardımcı olmak gibi duygusal ve benliğe hizmet eden bir rolü olduğunu savunur. Başka bir deyişle, belleklerinde bulunan boşlukları doldurmak isteyen insanlar, tutarsız ya da gerçekliği olmayan anıları üretme ihtiyacı duyarlar.

Zamansallık teorisi

Zamansallık açıklamasını destekleyenler, konfabulasyonların bireyin olayları meydana geldiği anda düzgün bir şekilde belleğine yerleştirememesinden kaynaklandığını iddia eder. Bu nedenle, kişi haftalar önce gerçekleştirdiği bir eylemi dün sergilemiş gibi anlatıp davranışın içeriğini değiştirmese de zamanını farklı yansıtabilir. Bellek, Bilinç ve Zamansallık Teorisi'ne göre konfabulasyon, zaman bilincinin veya farkındalığının eksikliği nedeniyle oluşur.

İzleme teorisi

Benzer şekilde, gerçeklik ve kaynak izleme teorileri de vardır. Bu teorilerde konfabulasyon, bireyler anıları öyle olmadığı halde gerçek kabul ettiğinde ya da anıları belirli bir kaynağa yanlış bir şekilde bağladığında meydana gelir. Bu yüzden, birey hayali bir olayın gerçek olduğunu ya da televizyondan duyduğu bir olayı bir arkadaşının kendisine anlattığını iddia edebilir.

Stratejik belleğe getirme teorisi

Stratejik belleğe getirme teorisini destekleyenler, konfabulasyonların bireyin bir anıyı etkin bir şekilde ve doğru haliyle tekrar belleğe getirememesinden kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Birey bir anısını hatırlamada başarılı olsa da, anımsamasında onu uydurma ve yanlış bilgiler üretmeye yönlendiren bazı noksanlıklar vardır.

Yönetici kontrol teorisi

Üstteki teorilere rağmen bazı açıklamalar, konfabulasyon da dahil olmak üzere her türlü sahte anının genel bir bellek ve yönetsel işlev modeli ile uyumlu olduğunu iddia eder. 2007 yılında ortaya atılan konfabulasyon iddiasına göre bu bellek hatası iki ana sorundan kaynaklanır: yönetimsel kontrol problemleri ve değerlendirme sorunları. Yönetsel kontrol açığı söz konusu olduğunda beyne getirilen anı sahte olur. Değerlendirme açığında ise, bir inancı gerçek bir hatıradan ayırt edememe nedeniyle hatırlanan anı doğru kabul edilir.

Yanılsama teorileri bağlamında

Konfabulasyonun son modelleri, yanılsama ve konfabulasyon arasındaki bağlantıyı geliştirmeye çalışmıştır. Yakın zamanda, konfabulasyonu açıklayan yanılsama kaynaklı izleme teorisi hem bilinçli hem de bilinç dışı süreçlerin bu konuda etkili olduğunu ileri sürmüştür. Bu hem spontane gelişen hem de tetiklenmiş konfabulasyonların her iki sürecin yakından izlenmesiyle daha iyi açıklanabileceğini iddia eder. Başka bir deyişle, konfabulasyonun iki yolu vardır. Birincisi bir belleğin mantıklı, açıklayıcı bir işlemden geçmediği bilinçsiz, kendiliğinden bir yoldur. Diğeri, bir anının kafa karıştırıcı veya olağan dışı bir şeyi açıklamak için kasıtlı olarak hatırlandığı bilinçli, tetiklenmiş bir yoldur.

Bulanık izler teorisi

Bulanık izler teorisi veya FTT, yargı kararlarının açıklanmasında daha yaygın olarak uygulanılan bir kavramdır. Bu teoriye göre, anılar genel olarak (öz) ve detaylıca (kelimesi kelimesine) kodlanır. Dolayısıyla, bir konfabulasyon hatırlananın sözlü kısmından değil, yanlış sözel anının hatırlanmasından ya da sadece sözlü olmayan özlü anıların hatırlanmasından kaynaklanabilir.

FTT, yanlış bellek olaylarını beş ana ilke ile açıklar. İlki kişilerin birbiriyle uyumlu olan sözlü ve anlamsal bilgileri belleklerinde depoladıklarını öne sürer. Her iki depolama şekli de bir deneyimin yüzeysel içeriğini barındırır. ikinci kural, özlü ve sözel izlerin belleğe çağrılma etkenlerini anlatmaktadır. Üçüncü ilke, sahte anıdaki birbirine karşıt süreçlere dayanmaktadır. Genel olarak, özün belleğe çağrılması sahte anıyı desteklerken, kelimesi kelimesine (sözel) çağrı bunu bastırır. Gelişimsel değişkenlik ise dördüncü ilkenin konusudur. Bir çocuk bir yetişkinliğe doğru ilerledikçe, hem sözel hem de öz belleğin elde edinilmesi, saklanması ve belleğe çağrılmasında gözle görülür bir ilerleme vardır. Ancak geç yetişkinlik döneminde bu yeteneklerde bir düşüş olacaktır. Son olarak, beşinci ilke, sözlü ve özlü işlemsel süreçlerin canlı ve berrak bir hatırlamaya yol açtığını anlatır. Bu beş ilke ile çevrili Bulanık İzler Teorisi, sahte anıyı açıklamada ve bu konuda yeni tahminler üretmede faydalı olmuştur.

Epistemik teori

Ne var ki açıklamaların tamamı konfabulasyonun nörobilişsel yönlerine dayalı değildir. Bazıları konfabulasyonu epistemik yönüyle açıklar. Konfabulasyonu nedenselliğini ve altında yatan mekanizmaları temel alarak açıklayan, sahte anı üretmenin olumsuz taraflarına odaklanan ve kısmen belirsiz olan teoriler bu yüzden 2009 yılında eleştiri almıştır. Araştırmacılar, konfabulasyonun epistemik açıklamalarının, sürecin hem avantajlarını hem de dezavantajlarını daha fazla kapsayabileceğini öne sürdü.

Sunum

İlişkili nörolojik ve psikolojik durumlar

Konfabulasyonlar genellikle Korsakoff sendromu, Alzheimer hastalığı, şizofreni ve travmatik beyin hasarı dahil olmak üzere yetişkin popülasyondaki çeşitli sendromların ve psikopatolojilerin belirtileridir.

Wernicke-Korsakoff sendromu, yıllar süren kronik alkol bağımlılığı ve beslenmede tiamin eksikliği ile tipik olarak karakterize edilen nörolojik bir hastalıktır. Konfabulasyon, bu sendromun belirgin bir semptomudur. Korsakoff hastalarında konfabulasyon üzerine bir çalışma, semantik belleğe değil, epizodik (olaysal) belleğe ilişkin ve uygun yanıtın "Bilmiyorum." olduğu sorular sorulduğunda, hastaların kışkırtılmış konfabulasyona maruz kaldıklarını buldu. Bu, bahsi geçen hastalarda konfabulasyonun "alana özgü" olduğunu düşündürmektedir. Konfabulasyon rastlanan Korsakoff hastalarının dikkat dağıtıcı kelimeleri yanlış tanıma olasılığı sağlıklı yetişkinlerden daha yüksektir, bu da yanlış tanımanın bir "konfabulatör davranış" olduğunu düşündürür.

Alzheimer hastalığı, hem nörolojik hem de psikolojik unsurları içerisinde barındıran bir durumdur. Şiddetli frontal lob disfonksiyonu ile ilişkili bir demans türüdür. Alzheimer'lı bireylerde konfabulasyon, özellikle hastalığın ileri evrelerinde, diğer durumlarda olduğundan daha spontanedir. Alzheimer'lı hastalar, bilgiyi kodlama konusunda sağlıklı, yaşlı yetişkinlerle karşılaştırılabilir yetenekler gösterir, bu da kodlamadaki bozuklukların konfabulasyon ile ilişkili olmadığını gösterir. Fakat, Korsakoff hastalarında da görüldüğü gibi, epizodik hafızayı araştıran sorular sorulduğunda Alzheimer hastalarındaki konfabulasyon daha yüksek olur. Araştırmacılar, bunun Alzheimer hastalığının bir semptom özelliği olan beynin arka kortikal bölgelerindeki hasardan kaynaklandığını öne sürer.

Şizofreni, konfabulasyonun ara ara gözlendiği psikolojik bir hastalıktır. Konfabulasyon genellikle ortaya çıkışında tutarlı olmasına rağmen, şizofreni hastalarının konfabulasyonları çoğunlukla kuruntusaldır. Araştırmacılar, bu hastaların genellikle fantastik ve sorgulama ile gittikçe daha ayrıntılı hale gelen sanrılar oluşturma eğiliminde olduklarını belirtmişlerdir. Korsakoff ve Alzheimer hastalarının aksine, şizofreni hastalarında epizodik hafızayı ilgilendiren sorulardansa, semantik anılar ile ilgili sorular sorulduğunda konfabulasyon daha yüksek olur. Ek olarak, konfabulasyonun şizofreni hastalarında herhangi bir hafıza eksikliği ile ilişkili olduğu görülmemektedir. Bu, çoğu konfabulasyon formunun aksine bir durumdur. Ayrıca, şizofreni hastaları tarafından yapılan konfabulasyonlar genellikle yeni bilgilerin oluşumunu içermez, bunun yerine hastanın geçmiş bir olayın gerçek detaylarını yeniden oluşturma girişimini içerir.

Travmatik beyin hasarı (TBI) da konfabulasyona neden olabilir. Araştırmalar, inferior medial frontal lobda hasarı olan hastalarda, posterior bölgede hasarı olan ve sağlıklı kontrollere sahip hastalara oranla önemli ölçüde daha fazla konfabulasyona rastlandığını göstermiştir. Bu durum, bu bölgenin konfabulatör yanıtlar üretmenin merkezi olduğunu ve konfabulasyonda bellek eksikliğinin önemli ancak gerekli olmadığını göstermektedir. Ek olarak, araştırmalar, hastalık veya travmatik beyin hasarı (TBI) nedeniyle frontal lobta hasar oluşmasıyla meydana gelen frontal lob sendromu olan hastalarda konfabulasyonun görülebildiğini göstermektedir. Son olarak, anterior veya posterior iletişim arterlerinin zorlanması, subaraknoid kanama ve ensefalitin yırtılması da konfabülasyonun olası nedenleridir.

Beyin lezyonlarının yeri

Konfabulasyonun, beynin sağ ön lobuna verilen hasarın bir sonucu olduğuna inanılmaktadır. Hasar, özellikle, ventromedial frontal loblarda ve bazal ön beyin, septum, fornix, singulat gyrus, cingulum, ön hipotalamus ve kaudat çekirdeğinin başı da dahil olmak üzere ön iletişim arteri (ACoA) tarafından beslenen diğer yapılarda konumlanabilir.

Gelişimsel farklılıklar

Bazı yeni literatürler, yaşlı yetişkinlerin yanlış anılara sahip olmada genç denklerine göre daha müsait olabileceğini öne sürerken, zorunlu konfabulasyon üzerine yapılan araştırmaların çoğunluğu çocuklara odaklanır. Çocuklar, telkine açık olmaları nedeniyle zorunlu konfabulasyonlara özellikle duyarlıdır. Karmaşık olayları hatırlamak zorunda kaldıklarında, çocukların bu durumları daha önce karıştırdıklarını hatırlama olasılıkları daha düşüktür ve yetişkin denklerine göre, bu karışıklıkları gerçek olaylar olarak hatırlama olasılıkları daha yüksektir. Araştırmalar, geçmişteki konfabulatör ve gerçek olayları ayırt edememenin, kaynak izlemedeki gelişimsel farklılıklara dayandığını göstermektedir. Az gelişmiş kodlama ve kritik akıl yürütme becerileri nedeniyle, çocukların gerçek anıları sahte anılardan ayırt etme yeteneği bozulabilir. Bir diğer sebep de, küçük çocukların, olayların uydurulmuş olup olmadığını hatırlamak için gereken meta-bellek işlemlerinden yoksun olması da olabilir. Çocukların meta-bellek süreçleri, oldukça akla yatkın sahte senaryoların kafa karıştırmadığına inandıkları için beklentilerinden veya önyargılarından da etkilenebilir. Fakat, bilerek doğruluk açısından test edildiğinde, çocukların cevaplanamayacak sorular için yetişkinlere kıyasla “bilmiyorum” ifadesini kullanmaları uydurmalarından daha muhtemeldir. Nihayetinde, yanlış bilgilendirmenin etkileri, bireysel görüşmeleri katılımcının yaşına bağlı olarak bulunduğu belirli gelişim seviyesine göre uyarlayarak en aza indirilebilir.

Anlık ve Düşlemsel Konfabulasyonlar Karşıtlığı

Anlık ve düşlemsel konfabulasyon için farklı bilişsel mekanizmalar olduğunu destekleyen kanıtlar vardır. Bir çalışma, düşlemsel konfabulasyonun, amnezik bir hastanın hafızalarındaki olayların kronolojik sırasını ayırt edememesinin bir sonucu olabileceğini ortaya koydu. Bunun aksine, anlık konfabulasyon, hastanın hatırlama yetkinliğini göstermeye çalışarak hafıza eksikliklerini telafi etmeye çalıştığı telafi edici bir mekanizma olabilir.

Yanlış anılardaki inanç

Olayların veya durumların konfabulasyonu, öykülenen bilginin gerçek olarak kabul edilmesine yol açabilir. Örneğin, bilerek bir durum hakkında yalan söyleyen insanlar sonunda yalanlarının zamanla doğru olduğuna inanabilirler. Bir röportaj ortamında, insanların bu yanlışlıkları kendileri ürettiklerinin aksine, başka bir kişi tarafından yanlış bilgi verildiği durumlarda öykülendirmeleri daha olasıdır. Ayrıca, insanlar, daha sonraki bir zamanda (söz konusu olaydan daha sonra) röportaj yaptıklarında olaydan hemen sonra mülakat yapılanlara oranla yanlış bilgileri doğru olarak kabul etmeye daha yatkındırlar. Konfabüle edilmiş yanıtlar için verilen olumlu geri bildirimlerin de konfabülatörün (öyküleyen kişinin) yanıtlarına olan güvenini arttırdığı gösterilmiştir. Örneğin, suçlu tespitinde, bir tanık bir dizilişin bir üyesini yanlış bir şekilde tespit ederse, görüşmecinin olumlu geri bildirimde bulunması durumunda tespitine daha fazla güvenir. Tanıklar aylar sonra dahi uydurulan bilgileri hatırlayacağından ötürü, verilen doğrulayıcı geri bildirim etkisinin zaman içinde sürdüğü gözlemlenmektedir.

Normal katılımcılar arasında

Nadir durumlarda konfabulasyon normal kişilerde de görülebilir. Şu anda tamamen sağlıklı bireylerin nasıl konfabulasyon ürettiği belirsizdir. Bu bireylerin konfabulasyon semptomlarına neden olan bir tür organik durum geliştirme sürecinde olmaları mümkündür. Bununla birlikte, genel popülasyonun uyarılmış konfabulasyonların bazı hafif semptomlarını göstermesi nadir değildir. Hafızadaki bozulmalar ve müdahaleler, normal bireyler tarafından bir şeyi kötü hatırladıkları zaman yaygın olarak üretilir.

Teşhis ve tedavi

Kendiliğinden gelişen konfabulasyonlar, istemsiz doğası nedeniyle, bir laboratuvar ortamında manipüle edilemez. Bununla birlikte, uyarılmış konfabulasyonlar çeşitli teorik bağlamlarda araştırılabilir. Uyarılmış konfabulasyonların altında yatan mekanizmalar, kendiliğinden gelişen konfabulasyon mekanizmalarına uygulanabilir. Konfabulasyonu araştırmanın temel dayanağı, bireyin hafıza testlerinde gösterdiği hata ve bozulmaların bulunmasıdır.

Deese – Roediger – McDermott listeleri

Konfabulasyonlar Deese – Roediger – McDermott paradigması bağlamında Deese – Roediger – McDermott listeleri kullanılarak tespit edilebilir. Katılımcılar, kritik kelime olarak bilinen, bir temayı merkez alan birkaç kelime listesinin ses kayıtlarını dinlerler. Katılımcılardan daha sonra listelerindeki kelimeleri hatırlamaları istenir. Katılımcı listede açıkça belirtilmeyen kritik kelimeyi hatırlarsa, bu bir konfabulasyon olarak kabul edilir. Katılımcıların genellikle kritik kelime için sahip oldukları yanlış bellekleri vardır.

Tanıma görevleri

Konfabulasyonlar, sürekli tanıma görevleri kullanılarak da araştırılabilir. Bu görevler genellikle güven derecelendirmeleriyle birlikte kullanılır. Genel olarak, bir tanıma görevinde, katılımcılara hızlıca resimler sunulur. Bu resimlerin bazıları bir kez gösterilir; diğerleri birden çok kez gösterilir. Katılımcılar resmi daha önce görmüşlerse bir tuşa basarlar. Bir süre sonra katılımcılar görevi tekrarlar. İkinci görevde birinciye göre daha fazla hata görülmesi karışıklığın ve yanlış belleğin göstergesidir.

Bağımsız hatırlama görevi

Konfabulasyonlar, bağımsız hatırlama görevi kullanılarak örneğin kendini anlatan görevle (self-narrative task) tespit edilebilir. Katılımcılardan kendilerine oldukça tanıdık gelen hikâyeleri (anlamsal veya otobiyografik) hatırlamaları istenir. Hatırlanan hikâyeler, bellekte bozulmalar olarak sınıflandırılabilecek hatalar için kodlanmıştır. Deformasyonlar, gerçek hikâye ögelerinin yanlışlandırılmasını veya tamamen farklı bir hikâyenin ayrıntılarını içerebilir. Bunlar gibi hatalar konfabulasyonların göstergesi olabilir.

Tedavi

Konfabulasyon tedavisi, tanımlanabilirse, nedene veya kaynağa bağlıdır. Örneğin, Wernicke-Korsakoff sendromunun tedavisi, tiamin eksikliğini tersine çevirmek için büyük dozlarda B vitamini içerir. Bilinen bir fizyolojik neden yoksa, konfabulasyonu tedavi etmek için daha genel bilişsel teknikler kullanılabilir. 2000 yılında yayınlanan bir vaka çalışması Öz-İzleme Eğitiminin (SMT) sanrısal konfabulasyonları azalttığını göstermiştir. Ayrıca, gelişmeler üç aylık bir takiple sürdürülmüş ve günlük ortamlar için de genelleme yapılmıştır. Bu tedavi umut verici görünse de, genel konfabulasyon popülasyonunda SMT'nin etkinliğini belirlemek için daha titiz bir araştırma gereklidir.

Araştırma

Son yıllarda konfabulasyonun anlaşılmasında önemli kazanımlar elde edilmiş olsa da, hâlâ öğrenilecek çok şey var. Bir grup araştırmacı gelecekteki çalışmalar için birkaç önemli soru ortaya koymuştur. Normal kaynak izlemesi için gerekli olan farklı bilişsel süreçleri destekleyen sinir sistemleri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğunu önermektedirler. Ayrıca, farklı konfabulasyon türleri arasında ayrım yapabilen standart bir nöro-psikolojik test bataryası geliştirme fikrini önermektedirler. Konfabulasyonu anlamak adına kullanımda olan nöro-görüntüleme, farmakolojik ve bilişsel/davranışsal yaklaşımları organize eden ve birleştiren en iyi yaklaşıma ilişkin fazlaca tartışma vardır.

Yakın tarihli bir derleme makalesinde, başka bir araştırmacı grubu sanrılar ve konfabulasyon arasındaki ayrımlarla ilgili konuları düşünmektedir. Bu araştırma grubu,sanrılar ve konfabulasyonun farklı mı yoksa çakışan bozukluklar mı, çakışıyorlarsa hangi derecede çakıştıklarını sorgular. Ayrıca bilinçdışı süreçlerin konfabulasyondaki rolünü tartışırlar. Bazı araştırmacılar bilinçaltı duygusal ve motivasyonel süreçlerin potansiyel olarak bilişsel ve hafıza problemleri kadar önemli olduğunu öne sürmektedir. Son olarak, patolojik ve patolojik olmayan arasındaki çizginin nereye çizilmesi gerektiği sorusunu gündeme getirir. Sanrıya benzer inançlar ve konfabulasyon benzeri uydurmalar sağlıklı bireylerde yaygın olarak görülür. Benzer etiyolojiye sahip olup konfabulasyon yapan ve yapmayan hastalar arasındaki önemli farklar nelerdir? Patolojik ve patolojik olmayanlar arasındaki çizgi bulanık olduğundan, konfabulasyona daha boyutlu bir yaklaşım getirmeli miyiz? Araştırmalar, konfabulasyonun mantıksızlık, tuhaflık, içerik, mahkumiyet, meşguliyet ve sıkıntı ve günlük yaşam üzerindeki etkisi boyunca gerçekleştiğini göstermektedir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça


Tags:

Konfabulasyon TanımKonfabulasyon Belirti ve bulgularKonfabulasyon TeorilerKonfabulasyon SunumKonfabulasyon Teşhis ve tedaviKonfabulasyon AraştırmaKonfabulasyon Ayrıca bakınızKonfabulasyon KaynakçaKonfabulasyon Konuyla ilgili yayınlarKonfabulasyon Dış bağlantılarKonfabulasyon

🔥 Trending searches on Wiki Türkçe:

2014 Türkiye yerel seçimleriPeriyodik tabloIsaac NewtonBaykar Bayraktar KızılelmaKarlofça AntlaşmasıHücre iskeletiPali DerlemesiTeşkîlât-ı Esâsiye KanunuTetikçinin OğluNüfusuna göre Türkiye'nin illeriII. BayezidMatematik tarihiDeniz BaykalArkeaTürk Kanunu MedenisiFarzPorno filmWhatsAppFransız DevrimiBâb-ı Âli BaskınıGoogleYalçın TülparBinali YıldırımServet-i Fünûn yazarlarının eserleri listesiSüleymaniye CamiiHârizmî30 NisanKalsiyum karbonatAdnan Menderes HavalimanıSosyalist ülkeler listesiNüfuslarına göre ülkeler listesiMasalAkkuyu Nükleer Güç SantraliLionel MessiEren ÖzmenI. Ahmedİslam'da cennetIII. MehmedTürk Silahlı Kuvvetleri2019 Türkiye yerel seçimleriMurat KurumSened-i İttifakGarip hareketiAli KuşçuFazilet PartisiKarahanlılarİstanbul'un FethiYerebatan SarnıcıLinoleik asitMiryokefalon MuharebesiKadir MısıroğluAile (dizi)Türk Deniz KuvvetleriKomünizmAyşegül AldinçHudeybiye AntlaşmasıNecip Fazıl KısakürekHaydar AliyevVajinaMemelilerGönül YazarHristiyanlıkAvrupa İnsan Hakları MahkemesiCem UzanEşeysiz üremeMuzaffer ÖzdağSait Faik AbasıyanıkDin felsefesiAbdullah GülMauro Icardiİzmir'de 2018 Türkiye cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleriXNXXLozan AntlaşmasıKuzey Kıbrıs Türk CumhuriyetiAlbert EinsteinUEFA Şampiyonlar LigiNeşet ErtaşHicretHakan Fidan🡆 More