Enver Paşa: Türk asker ve politikacı (1881–1922)

İsmail Enver Paşa (Osmanlıca: انور پاشا, doğum adı: İsmail Enver, اسماعيل انور‎; d.

23 Kasım 1881 veya 6 Aralık 1882 – ö. 4 Ağustos 1922), Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Osmanlı askeri ve siyasetçisi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli önderleri arasında bulunmuş, 1913'te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askerî darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askerî ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askerî politikayı yönetmiştir. Bu savaş sırasında meydana gelen Ermeni Tehciri‘ni hazırlayanlardan biridir. I. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine Almanya ve Rusya'da Türk halklarının bir araya getirilmesi amacıyla pek çok mücadelede bulunmuştur. Orta Asya’da Basmacı Hareketi'nin başına geçerek Bolşeviklere karşı savaşmıştır. 4 Ağustos 1922'de bir çatışma esnasında Bolşevikler tarafından öldürülmüştür.

Hürriyet Kahramanı · Edirne Fatihi
Enver Paşa

1315 (1899) P.-4

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı
Enver Paşa'nın Nicola Perscheid tarafından çekilen fotoğrafı, 8 Ocak 1915.
Harbiye Nazırı
Görev süresi
3 Ocak 1914 - 14 Ekim 1918
Yerine geldiği Ahmed İzzet Paşa
Yerine gelen Ahmed İzzet Paşa
Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Reisi
Görev süresi
8 Ocak 1914 - 14 Ekim 1918
Yerine geldiği Mehmed Hadi Paşa
Yerine gelen Ahmed İzzet Paşa
Osmanlı Orduları Başkomutan Vekili
Görev süresi
8 Ocak 1914 - 3 Temmuz 1918
Hükümdar V. Mehmed
Osmanlı Orduları Başkomutanlık
Kurmay Başkanı
Görev süresi
3 Temmuz 1918 - 14 Ekim 1918
Hükümdar VI. Mehmed
Kişisel bilgiler
Doğum İsmail Enver
23 Kasım 1881(1881-11-23) veya 6 Aralık 1882
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 4 Ağustos 1922 (40 yaşında)
Çeğen köyü, Türkistan, Rusya SFSC (bugünkü Tacikistan)
Defin yeri Abide-i Hürriyet, İstanbul
41°04′05″N 28°58′55″E / 41.06814°K 28.982041°D / 41.06814; 28.982041
Milliyeti Türk
Partisi İttihat ve Terakki
Evlilik(ler)
Naciye Sultan
(e. 1914; ö. 1922)
Çocuk(lar) Türkân Mayatepek
Ali Enver
Mahpeyker Enver
Bitirdiği okul Mekteb-i Erkân-ı Harbiye
Mesleği Asker, siyasetçi
Dini İslam
Ödülleri Mecidiye Nişanı Osmaniye Nişanı Liyakat Madalyası İmtiyaz Madalyası Harp Madalyası Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı Demir Haç (1. Sınıf) Demir Haç (2. Sınıf)
İmzası Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı
Askerî hizmeti
Takma adı Edirne Fatihi
Gazi-i Namdar
Şehid-i Âla
Hürriyet Kahramanı
Bağlılığı Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı Osmanlı İmparatorluğu
Branşı Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı Osmanlı ordusu
Hizmet yılları 1899-1918
Rütbesi Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı Ferîk-i evvel
Birimi Berlin Askeri Ataşesi, 10. Kolordu Kurmay Başkanı
Komutası Bingazi Bölgesi Genel Komutanlığı, 3. Ordu
Çatışma/savaşları

1914'te Padişah Abdülmecid'in torunu (Şehzade Süleyman'ın kızı) Naciye Sultan'la evlenerek Osmanlı Hanedanı'na damat olmuştur.

İlk yılları ve eğitimi

Ailesi

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Enver Paşa, Babası Hacı Ahmet Paşa ve kardeşi Nuri Paşa (Killigil)

23 Kasım 1881'de İstanbul Divanyolu'nda dünyaya geldi. Ancak doğum tarihi kimi kaynaklarda tartışma konusudur. Babası bayındırlık teşkilatında inşaat teknisyeni Hacı Ahmet Paşa (kendi aynı zamanda Malta sürgünlerindendir), annesi Ayşe Dilara Hanım'dır. Annesi Kırımlı bir Tatar'dır, baba tarafından soyu Tosk Arnavutlar'a veya Gagavuz Türklerine dayanmaktadır. Ailenin 5 çocuğundan en büyüğüdür. Kendi deyimine göre ailesi pek varlıklı olmasa da eğitimi için çok emek vermiştir. Önce Nafia Nezareti'nde fen memurluğu yapan daha sonra Surre Emini (Surre-i Hümâyûn Alayı Emini) görevine getirilen ve sivil paşalığa yükselen Hacı Ahmet Paşa'nın tayinleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlerde geçti. Kardeşleri Nuri (Nuri Paşa-Killigil), Kâmil (Killigil-Hariciyeci), Mediha (General Kazım Orbay ile evlenecektir) ve Hasene'ydi (Selanik Merkez Kumandanı Nazım Bey ile evlenecektir). Enver Paşa, Genelkurmay eski başkanlarından Kazım Orbay'ın da kayınbiraderiydi.

Ayrıca "Kût'ül-Amâre Kahramanı" olarak anılan Halil Kut, Enver Paşa'nın amcasıdır.

Eğitimi

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Harp Akademisi 2. sınıf öğrencisi Enver Bey, arkadaşlarıyla birlikte süvari stajı sırasında (1901)

Üç yaşında evlerinin yakınındaki İbtidaî Okulu'na (ilkokul) gitti. Daha sonra Fatih Mekteb-i İbtidaîsi'ne girdi ve ikinci sınıftayken babasının Manastır'a tayin olması nedeniyle bırakmak zorunda kaldı. Yaşı küçük olmasına karşın 1889'da Manastır Askeri Rüştiyesi'ne (ortaokul) kabul edilmeyi başardı ve oradan 1893'te mezun oldu. Eğitimine 15. sırada girdiği Manastır Askerî İdadisi'nde devam etti ve 1896 yılında 6. sırada mezun oldu. Harp Okulu'na geçti ve bu okulu 1899'da 4. sırada piyade teğmeni olarak bitirdi. Harp Okulu'nda okurken kendi gibi henüz öğrenci olan amcası Halil Paşa ile birlikte tutuklandı ve Yıldız mahkemelerinde yargılanıp serbest bırakıldı. Harp Akademisini 2. olarak bitirdi ve Osmanlı Ordusu’na kurmay subay yetiştiren Mekteb-i Erkân-ı Harbiye’nin 45 kişilik kontenjanına girmeyi başarmıştır. Buradaki eğitiminden sonra, 23 Kasım 1902'de Kurmay Yüzbaşı olarak Üçüncü Ordu'nun emrinde Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ne verildi.

Askerlik yaşamı

İlk dönemi

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Kolağası Enver Bey Taksim Topçu Kışlası önünde, 15 Mayıs 1909

Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ndeyken, Bulgar çetelerinin izlenmesi ve cezalandırılması için yapılan harekât görevlerine katıldı. 1903 yılı Eylül’ünde Koçana’da bulunan 20. Piyade Alayı’nın birinci bölüğüne, bir ay sonra da 19. Piyade Alayı’nın birinci taburunun birinci bölüğüne nakledildi. Nisan 1904'te Üsküp’teki 16. Süvari Alayı’nda görevlendirildi. Ekim 1904 tarihinde ise İştip’teki alaya giden Enver Bey, iki ay sonra “sunûf-ı muhtelife” hizmetini tamamlayarak Manastır’daki karargâha geri döndü. Burada kurmaylık dairesinin birinci ve ikinci şubelerinde yirmi sekiz gün çalıştı, ardından Manastır Mıntıka-i Askeriyesi’nin Ohri ve Kırçova mıntıkaları müfettişliğine tayin edildi. 7 Mart 1905’te kolağası oldu. Bu görevi sırasında Bulgar, Rum ve Arnavut çetelerine karşı girişilen askerî harekâtta üstün başarılar gösterdiğinden üçüncü ve dördüncü Mecidiye Nişanı, dördüncü Osmaniye Nişanı ve altın Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi; 13 Eylül 1906 tarihinde binbaşılığa yükseltildi. Bulgar çetelerine karşı yürüttüğü faaliyet onun üzerinde milliyetçilik fikirlerinin etkili olmasında rol oynadı. Çatışmalarda bacağından yaralanarak bir ay hastanede kaldı. Eylül 1906 dönemi içinde Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne on ikinci üye olarak katıldı. Manastır’a dönüşünde cemiyetin, buradaki örgütlenmesini kurma eylemlerinde bulundu. Bu eylemleri, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile merkezi Paris’te olan Osmanlı Terakkî ve İttihat Cemiyeti’nin birleşmesi ve ilk örgütün Osmanlı Terakkî ve İttihat Cemiyeti Dahilî Merkez-i Umûmisi adını almasından sonra daha yoğun olarak sürdürdü. Terakkî ve İttihat Cemiyeti tarafından başlatılan ihtilal girişimlerine katıldı. Eylemlerinin ihbar edilmesi üzerine İstanbul’a davet edildi. Ancak 24 Haziran 1908 akşamı dağa çıkarak ihtilâlde öncü rol oynadı.

Hürriyet kahramanı

Amcası Yüzbaşı Halil Bey ile konuşarak merkezi Paris'te bulunan Jön Türk Hareketi'nin Selanik'teki bir kolu olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ne (sonraki adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti) katılmayı kabul etti. (Tahminen Mayıs 1906) Bursalı Mehmet Tahir Bey'in rehberliği ile cemiyete, on ikinci üye olarak kabul edildi. Kendisine cemiyetin Manastır şubesini kurma görevi verildi.

İttihat ve Terakki'nin başlattığı ihtilal hareketleri içinde yer alan Binbaşı Enver Bey, kız kardeşi Hasene Hanım'ın eşi olan ve sarayın adamı olarak bilinen Selanik Merkez Kumandanı Kurmay Albay Nazım Bey'i öldürme planı içinde yer aldı. 11 Haziran 1908 günü gerçekleşen suikast girişimi Nazım Bey'in ve onu öldürmekle görevli fedai Mustafa Necip Bey'in yaralanması ile sonuçlanırken Enver Bey, Divan-ı Harb'e sevk edildi. Ancak İstanbul'a gitmek yerine 12 Haziran 1908 gecesi dağa çıkıp ihtilal başlatmak üzere Manastır'a doğru yola çıktı. Resne'de, Resneli Niyazi Bey'in dağa çıktığını öğrenince Manastır yerine Tikveş'e yöneldi ve cemiyeti orada yaymaya çalıştı. Ohrili Eyüp Sabri Bey de onu izledi. Bu hareket padişah tarafından II. Meşrutiyet'in ilan edilmesinde önemli rol oynadı. Dağa çıkan subaylar arasında en kıdemlisi olduğu ve önemli faaliyetler gerçekleştirdiği için Enver Bey, bir anda “hürriyet kahramanı” olarak kabul edildi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin askeri kanadının en önemli isimlerinden birisi oldu. Gittiği her yerde anayasanın yeniden yürürlüğe girmesi konusunda ateşli konuşmalar yaptı, söylevlerinde Meşrutiyet çağrısı yaptı, bunu yeterli görmeyen Enver Bey, görkemli törenler düzenletti. Meşrutiyet‘in sonrasında 23 Ağustos 1908’de Rumeli Vilâyâtı Müfettişliği başkanlığı görevine verilen Enver Bey, 5 Mart 1909’da 5000 kuruş maaşla Berlin askerî ataşesi olarak görevlendirildi. Çeşitli aralıklarla iki yılı aşkın bir süre devam eden bu görev, Almanya’nın askerî durumuna ve sosyal yapısına büyük hayranlık duymasına yol açtı ve onu Alman sempatizanı haline getirdi.

Berlin askeri ataşeliği

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Enver Bey ve Resneli Niyazi Bey (1908)
Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Enver Bey, Hareket Ordusu komutanları ve kurmaylarıyla (1909)

5 Mart 1909'da Berlin Askeri Ataşesi olarak görevlendirilen Enver Bey, bu görev sırasında Alman kültürü ile tanıştı ve çok etkilendi. Enver Bey bu görev sırasında, 1910 yılında Londra’da onuruna verilen bir yemeğe, çağrı üzerine Britanya'ya gitmiştir. Bu gezide "Türk Devrimcisi" olarak karşılanmış, İngilizler "İttihatçıların" yanında olduklarını belirtmiştir. İstanbul'da 31 Mart Olayı'nın patlak vermesi üzerine geçici olarak yurda döndü. İsyanı bastırmak üzere Selanik'ten İstanbul'a giden ve komutanlığını Mahmut Şevket Paşa'nın üstlendiği Hareket Ordusu'na katıldı; hareketin kurmay başkanlığını Kolağası Mustafa Kemal Bey'den devraldı. Bu başkaldırı bastırıldıktan sonra II. Abdülhamit tahttan indirilmiş, yerine Mehmet Reşat geçmişti. Kurulan İbrahim Hakkı Paşa kabinesinde Harbiye Nazırlığı görevi beklenildiği gibi Enver Bey'e değil, Mahmut Şevket Paşa'ya verildi.

12 Ekim 1910 tarihinde Birinci ve İkinci Ordu manevralarında yönetici olarak görev yapmak üzere yeniden İstanbul’a geldi ve kısa bir süre sonra geri döndü. Mart 1911’de İstanbul’a çağrılan Enver Bey, 19 Mart 1911’de görüştüğü Mahmud Şevket Paşa tarafından Makedonya’daki çete faaliyetlerine karşı alınacak tedbirleri denetlemek ve bu alanda bir yazanak hazırlamak üzere bölgeye gönderildi. Enver Bey dolaştığı Selanik, Üsküp, Manastır, Köprülü ve Tikveş’te bir yandan çetelere karşı alınacak önlem üzerinde çalışırken öte yandan İttihat ve Terakki‘nin ileri gelenleriyle görüştü. 11 Mayıs 1911 tarihinde İstanbul’a döndü. 15 Mayıs 1911’de Sultan Mehmed Reşad’ın yeğenlerinden Nâciye Sultan ile nişanlandı. 27 Temmuz 1911’de Malisör isyanı sebebiyle İşkodra’da toplanan İkinci Kolordu’nun kurmay dairesi başkanı (erkânıharp) olarak Trieste üzerinden İşkodra’ya gitmek üzere İstanbul’dan ayrıldı. 29 Temmuz 1911’de ulaştığı İşkodra’da, Malisör isyanının bastırılması İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Arnavut üyeleriyle olan sorunlarının çözümünde önemli rol oynadı. Bu gelişmelerden sonra Enver Paşa, görev yeri Berlin’e geçtiyse de İtalyanlar’ın, Trablusgarp’a saldırmaları üzerine yurda döndü. Orada "Enveriye" denen asker şapkasını yaptı. Bu şapka, Osmanlı Ordusu'nun gözdesi oldu.

Trablusgarp Savaşı

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Enver Bey Trablusgarp'ta (1911)

Enver Bey, İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı yürütülmesi fikrini İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerine kabul ettirdikten sonra Kolağası Mustafa Kemal Bey ve Paris Ataşemiliteri Binbaşı Fethi (Okyar) Bey gibi isimlerle bölgeye gitmeye koyuldu. 8 Ekim 1911’de padişah ve hükûmet yetkilileriyle bu durumu görüştükten sonra İskenderiye’ye gitmek üzere 10 Ekim 1911’de İstanbul’dan ayrıldı. Mısır’da ileri gelen Arap liderleriyle çeşitli temaslar kurup 22 Ekim’de Bingazi’ye hareket etti. Çölü geçerek, 8 Kasım’da Tobruk’a ulaştı. 1 Aralık 1911’de Aynülmansûr’da askerî karargâhını kurdu. İtalyanlar’a karşı yapılan muharebe ve gerilla harekâtında büyük başarılar elde etti. 24 Ocak 1912’de resmen Umum Bingazi Mıntıkası kumandanlığına getirildi. 17 Mart 1912 tarihinde bu görevine ek olarak Bingazi mutasarrıflığına atandı. 10 Haziran 1912’de kaymakam oldu. Kasım 1912 sonlarında Balkan Savaşı’na katılmak üzere Bingazi’yi terkederek tedbili kıyafetle İskenderiye’ye, oradan da bir İtalyan gemisiyle Brindisi’ye gitti. Viyana üzerinden İstanbul’a dönen Enver Bey, 1 Ocak 1913 tarihinde Onuncu Kolordu Kurmay Komutanlığı başkanlığına tayin edildi. Kâmil Paşa hükûmetinin barış antlaşması imzalanması yolundaki çabaları aleyhindeki İttihat ve Terakki eylemlerinde öncü rol oynadı. 10 Ocak 1913’te Nâzım Paşa ile görüşen Enver Bey, Harbiye nâzırı ile Kâmil Paşa’nın istifaya zorlanması ve yerine savaşa devam edecek bir hükûmetin kurulması konusunda anlaşmaya vardı. Daha sonra bu fikri, Kâmil Paşa’nın görevde kalmasını isteyen Sultan Mehmed Reşad’a da kabul ettirmeye çalıştı. Bingazi ve Derne'deki kuvvetlerin başına geçti; Hanedan damadı olmasının da kazandırdığı saygınlıkla 20 bin kişiyi seferber etmeyi başardı ve adına para bastırarak bölgeye hakim oldu. Bir yıl süren mücadele sonunda, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine diğer Türk subaylarla birlikte İstanbul'a çağrıldığı için bölgeyi 25 Kasım 1912'de terk etti. İtalyan kuvvetlerine karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle 1912'de yarbaylığa yükseldi.

Balkan Savaşı ve Bâb-ı Âli Baskını

Balkan Savaşı'na katılmak üzere diğer gönüllü subaylarla birlikte Bingazi'den ayrılan Yarbay Enver Bey, düşman kuvvetlerinin Çatalca'da durdurulmasında önemli rol oynadı. I. Balkan Savaşı yenilgi ile sonuçlanmıştı. Kamil Paşa hükûmeti, kendilerine Londra Konferansı'nda önerilen Midye-Enez sınırını kabule yanaşıyordu. İttihatçıların kendi aralarında yaptığı ve Enver Bey'in de katıldığı toplantıdan zor kullanarak hükûmeti devirme kararı çıktı. 23 Ocak 1913 günü Enver Bey'in öncü rolü oynadığı Bâb-ı Âli Baskını gerçekleşti. Baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa, Yakup Cemil tarafından öldürüldü; Enver Bey, Mehmet Kamil Paşa'ya istifasını imzalattı ve padişahı ziyaret ederek Mahmut Şevket Paşa'nın sadrazam olmasını sağladı. Böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti askerî darbe ile iktidarı ele geçirmiş oldu.

Bâb-ı Âli Baskını'ndan sonra, Enver Bey, Bulgar ordusu başka cephelerde savaşmakta olduğundan, direnişle karşılaşmadan, 22 Temmuz 1913'te Edirne'ye girdi. Bu gelişme üzerine saygınlığı artan Enver Bey, “Edirne Fatihi” unvanını aldı. Rütbesi albaylığa (18 Aralık 1913), kısa bir süre sonra da generalliğe (5 Ocak 1914) yükseltildi. Hemen ardından istifa ettirilen Harbiye Nazırı Ahmet İzzet Paşa'nın yerine Harbiye Nazırı oldu. Bu arada, Sultan Mehmet Reşat'ın yeğeni Emine Naciye Sultan ile Baltalimanı'ndaki Damat Ferit Paşa Konağı'nda yapılan düğünle evlenerek “Damad-ı Şehriyari” oldu (5 Mart 1914).

Harbiye Nazırlığı

Harbiye Nazırı olduktan sonra orduda bazı düzenlemeler yapan Enver Paşa, binden fazla sayıda yaşlı subayı ordudan tasfiye etti, genç subayları önemli görevlere getirdi. Orduda Fransız modeli yerine Alman stilini uyguladı, birçok Alman subayı Türk ordusunda danışman olarak görevlendirildi. Alaylı subayların çoğunun işine son verdi, ordunun gençleşmesini sağladı. Üniformalar değiştirildi; orduda okur yazarlığın artmasına çalıştı ve bunun için enveriye yazısı denilen bir alfabe uygulamaya kondu. Mahmut Şevket Paşa'nın suikast sonucu öldürülmesinden sonra kurulan Said Halim Paşa kabinesinde ve onun görevden çekilmesi üzerine 1917'de kurulan Talat Paşa kabinesinde de devam ettiği Harbiye Nazırlığı, 14 Ekim 1918'e kadar sürdü.

I. Dünya Savaşı

Harbiye Nazırı Enver Paşa, 2 Ağustos 1914'te Rusya'ya karşı gizli bir Türk-Alman ittifak anlaşması imzalanmasında önemli rol oynadı. 10 Ağustos'ta Boğazlar'dan girmesine izin verilen iki Alman kruvazörünün 29 Ekim'de Rus Çarlığı liman ve gemilerine saldırması için gerekli onayı verdi. 14 Kasım'da Fatih Camii'nde okunan Cihad-ı Ekber ilanı ile devlet, resmen I. Dünya Savaşı'na katılmış oldu.

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
Enver Paşa Kubbetü's-Sahre'yi ziyaret ederken (1916)

Sarıkamış Harekâtı

Enver Paşa, ülke I. Dünya Savaşı'na girdikten sonra Harbiye Nazırı olarak askerî harekâtın yönetimini eline aldı. 3. Ordu'nun Doğu Cephesi'nde Rus kuvvetlerine karşı giriştiği Sarıkamış Kış Harekâtı'nın komutanlığını üstlendi. Enver Paşa, ordunun komutasını Hakkı Hafız Paşa'ya bırakıp İstanbul'a döndü ve savaş boyunca başka hiçbir cephede komutanlık üstlenmedi. Uzun bir süre İstanbul basınında Sarıkamış hakkında herhangi bir haber veya yayın yapılmasına izin vermedi. 26 Nisan 1915'te Harbiye Nazırlığı'nın yanı sıra Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Eylül ayında korgeneralliğe yükseldi.

Ermeni Tehciri

1877-1878'deki 93 Harbi sırasında da bazı yerli Ermenilerin, Osmanlı'ya karşı yayılmacı Rus ordularının yanında çarpıştığını ve cephe gerisinde isyanlar çıkarttığını bilen Enver Paşa, 2 Mayıs 1915'te Dahiliye Nazırı Talat Paşa'ya gönderdiği gizli telgraf ile isyancı Ermenilerin bölgeden uzaklaştırılmasını istedi. Uygulama, Talat Paşa tarafından başlatıldı ve 27 Mayıs 1915’te Tehcir Kanunu çıkartılarak yürürlüğe konuldu.

1917'de Kut ül-Amare'de İngiliz general Townshend'in tutsak alınması ve Kafkasya cephesinde Ruslara karşı elde edilen başarılar üzerine Enver Paşa'nın rütbesi orgeneralliğe yükseltildi.

Yurt dışına kaçışı

Enver Paşa: İlk yılları ve eğitimi, Askerlik yaşamı, I. Dünya Savaşı 
İkdam'ın Talat, Enver ve Cemal Paşaların yurt dışına kaçışını duyuran ilk sayfası, 4 Kasım 1918.

Filistin, Irak ve Suriye'de Osmanlı ordusunun İngilizler karşısında sürekli yenilgiye uğraması üzerine Osmanlı Devleti'nin savaştaki yenilgisi kesinleşti. 14 Ekim 1918'de Talat Paşa kabinesi, ateşkes anlaşmalarını kolaylaştırmak için istifa ettiğinde Enver Paşa'nın harbiye nazırlığı görevi de sona erdi. İngilizlerin İttihat ve Terakki üyeleri hakkında yakalatma emri çıkarmasından sonra partili arkadaşlarıyla birlikte bir Alman torpidosuyla yurt dışına kaçtı. Ardından Kafkasya, İngiliz denetimine alındı; İngilizler Enver Paşa'nın Kafkasya'da bir hareket başlatacağından kuşkulansa da bu olasılık gerçekleşmedi. Önce Odessa'ya, oradan da Berlin'e gitti; burada ziraatçi kimliğiyle bir yıl boyunca saklandı. Daha sonra Rusya'ya geçti. İstanbul'da Divan-ı Harp, rütbelerini geri aldı ve gıyabında ölüm cezasına çarptırdı. 1 Ocak 1919'da hükûmetçe askerlikten ihraç edildi.

İttihat ve Terakki'yi örgütleme çalışmaları

1918-19 kışlarını kimliğini gizleyerek Berlin'de geçiren Enver Paşa, İttihat ve Terakki'yi yeniden örgütleme çalışmalarına girdi. Almanya'daki devrimci ayaklanmalara katılmak için Berlin'de bulunan Sovyet siyaset adamı ve gazeteci Karl Radek ile görüştü ve onun davetiyle Moskova'ya gitmek üzere yola çıktı. Ancak üçüncü denemesinde, 1920'de Moskova'ya gitmeyi başardı ve orada Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin ve Sovyetler Birliği kurucu önderi Lenin'le görüştü. 1-8 Eylül 1920 tarihinde Bakü'de gerçekleşen Birinci Doğu Halkları Kurultayı'na Libya, Tunus, Cezayir ve Fas'ı temsilen katıldı. Ancak kongre önemli sonuçlar getirmedi. Sovyetlerin, Türkiye ve başka Müslüman ülkelerdeki milliyetçi hareketleri gerçekten desteklemediği izlenimi alarak Ekim 1920'de Berlin'e döndü. 15 Mart 1921'de Talat Paşa'nın öldürülmesinden sonra İttihat ve Terakki'nin başlıca önderi durumuna geldi.

1921'de tekrar Moskova'ya giden Enver Paşa, Ankara Hükûmeti'nin Moskova'ya gönderdiği Bekir Sami Bey başkanlığındaki Türk delegeleriyle görüştü. Anadolu'daki Millî Mücadele hareketine katılmak istediyse de kabul edilmedi. TBMM'de bulunan bazı eski İttihatçılar, onun Mustafa Kemal Paşa'nın yerini almasını istiyorlardı. Temmuz 1921'de Batum'da bir İttihat ve Terakki kongresi topladı. 30 Temmuz'da Ankara'ya Yunan saldırısı başlayınca bir kurtarıcı gibi Anadolu'ya girmeyi umut eden Enver Paşa'nın bu umudu 13 Eylül 1921 günü kazanılan Sakarya Meydan Muharebesi ile boşa çıktı.

Basmacı Hareketi ve ölümü

Enver Paşa, bu aşamadan sonra hem Anadolu’da ikilik çıkarmamak hem de kendi için bir başarı şansı görmediğinden, yanında Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın eski liderlerinden Kuşcubaşı Hacı Sami Bey ve bir takım eski İttihatçılarla birlikte Bolşevik Ruslara karşı Türkistan bağımsızlık hareketini yürüten Basmacılara destek vermek amacıyla Orta Asya'ya gitme kararı aldı. Bakü’yü terk eden Enver Paşa, Aşkābâd ve Merv’e uğradıktan sonra Ekim 1921 tarihinde Buhara’ya gitti. 8 Kasım’da Türk subaylarla birlikte tekrar yola çıktı ve 19 Kasım’da Akbulağ, 21 Kasım’da Başçardak kışlağına ve 24 Kasım’da Korgantepe’ye ulaştı. Burada Basmacı reislerinden İbrahim Lakay tarafından bir Cedidçi ve Rus casusu olabileceğinden şüphelenildiği için 1 Aralık 1921’de esir alındı. Şubat 1922 sonunda buradan kurtulan Enver Paşa Basmacılar’ı örgütlemek için tekrar Duşanbe ilerisindeki kışlaklara gitti. 24 Temmuz’da Ruslar’ın, Duşanbe’yi alması üzerine geri çekilerek Satılmış kışlağına vardı. Buradan Belcuvan bölgesindeki Abı-Derya mevkiine geçti ve son karargâhını burada kurdu.

4 Ağustos 1922’de karargâhta düzenlenen kurban bayramı töreninde maiyetinde kalan askerlerle bayramlaşırken Yakov Melkumov komutasındaki bir Rus müfrezesinin baskınına uğradı; yanındaki otuza yakın atlı ile giriştiği çarpışmada Abı-Derya mevkiinde öldürüldü. Cenazesi Cegan Tepesi'ne getirilerek orada defnedildi.

Naaşının Türkiye'ye getirilmesi

Naaşının taşınması, dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Eylül 1995'te yaptığı Tacikistan gezisi sırasında gündeme geldi. Yetkililerin temaslarından sonra, başkent Duşanbe'nin yaklaşık 200 km doğusundaki Belcivan kentine bağlı Obtar köyünde bulunan Enver Paşa'nın mezarı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Münif İslamoğlu başkanlığındaki uzmanlar ve bilim adamlarından oluşan sekiz kişilik bir kurul tarafından 30 Temmuz 1996'da açıldı. Dış yapısından Enver Paşa'ya ait olduğu anlaşılan cenaze, Tacikistan'daki siyasi karışıklıklar nedeniyle zorlukla başkent Duşanbe'ye getirilebildi. Burada Türk bayrağına sarılı tabuta konularak İstanbul'daki resmî tören için hazırlandı.

3 Ağustos 1996'da İstanbul'a getirilen naaşı bir gece Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde tutuldu. Ölüm yıl dönümü olan 4 Ağustos 1996 tarihinde, Şişli Camii'nde sekiz imamın kıldırdığı cenaze namazının ardından Şişli’deki Abide-i Hürriyet Tepesi'nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı'nca ortak olarak hazırlanan, Talat Paşa'nın yanındaki mezara defnedildi. Törene dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Millî Savunma Bakanı Turhan Tayan, Devlet Bakanı Abdullah Gül, Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Kültür Bakanı İsmail Kahraman, ANAP Milletvekili İlhan Kesici ve İstanbul Valisi Rıdvan Yenişen'le Enver Paşa'nın torunu Osman Mayatepek'le diğer yakınları katıldı.

Özel yaşamı

Kendisi Farsça, Rusça, Almanca ve Fransızca olmak üzere 4 yabancı dil bilmekteydi. Ayrıca kendi portre resimle uğraşırdı. Sıkıldığı zaman eşi Naciye Sultan’ın portresini çiziyordu. Alman askerî çevrelerince kendi şık, kibar ve iyi bir kurmay olarak tanınıyordu.

Enver Paşa, Türk izciliğine özellikle önem vermiş, keşşaf ocakları açıp, baş izci seçilmiştir. Enver Paşa'nın da içinde bulunduğu İttihat ve Terakki hükûmeti döneminde Türk izciliğinde gelişmeler kaydedilmiştir.

Enver Paşa, İkinci Meşrutiyet sonrası dönemde kadınların, Osmanlı'nın toplumsal ve ekonomik yaşantısına uyum sağlaması ve katılması amacıyla "Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti"ni kurmuştur. Bu cemiyet sayesinde kadınlar, gönüllü olarak savaşa katılmaya başlamış, Türk feminizmi gelişme kaydetmiş, kadın taburları kurulmuştur.

Etkileri ve anısı

Enver Paşa, Türk halk yazınında kimileyin Ruslara karşı direnişiyle, kimileyin Sarıkamış Harekâtı'nda gerçekleşmiş başarısızlıklar ile anılagelmiştir.

Suat Yalaz'ın "Enver Paşa Efsanesi" adlı romanında yaşamının bir kısmı anlatılmıştır.

Enver Paşa'nın anılarını kendi ağzından anlattığı Enver Paşa'nın Anıları (1881-1908) adlı bir kitap bulunmaktadır.

Hakkında yazılan kitaplar

Popüler kültürdeki yeri

Galeri

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

Tags:

Enver Paşa İlk yılları ve eğitimiEnver Paşa Askerlik yaşamıEnver Paşa I. Dünya SavaşıEnver Paşa Basmacı Hareketi ve ölümüEnver Paşa Özel yaşamıEnver Paşa Etkileri ve anısıEnver Paşa Popüler kültürdeki yeriEnver Paşa GaleriEnver Paşa Ayrıca bakınızEnver Paşa Dış bağlantılarEnver Paşa KaynakçaEnver Paşa NotlarEnver PaşaAlmanyaAskeri darbeBasmacı HareketiBaşkumandanBâb-ı Âli BaskınıErmeni KırımıHarbiye NezâretiI. Dünya SavaşıOsmanlı İmparatorluğuOsmanlıcaRusyaTürk halklarıİttihat ve Terakki

🔥 Trending searches on Wiki Türkçe:

Tevbe SuresiMoğol İmparatorluğuKâzım KarabekirSaddam HüseyinKuvâ-yi MilliyeÖmer SeyfettinTürkiye devlet protokolüİsaMKE Ankaragücü GSKÇağan Atakan ArslanİstanbulM3 (İstanbul metrosu)Çernobil FaciasıTanzimat edebiyatı3 Cisim Problemi (dizi)Necip Fazıl KısakürekAlbert EinsteinMetin AkpınarToprak kirliliğiHalide Edib AdıvarSabahattin AliPeriyodik tablo tarihiOsmanlı HanedanıGezi Parkı olaylarıİbrahim ErkalVikipediSabancı ailesiSitti Mükrime HatunGürcistanEfesTürkiye taşıt plaka koduFutbolTürkiye futbol şampiyonları listesiİETTSüper Lig istatistikleri ve rekorları listesiİzmirIsaac NewtonMısır PiramitleriYeniçeriYahudilikSelimiye CamiiEkşi SözlükTürk dizileri listesiThalesVoleybolŞeker PortakalıYunus EmreDiyarbakırŞogunHalil İnalcık2023-24 Türkiye KupasıMustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancıAnadolu beylikleriGöbeklitepeİngiltere futbol şampiyonları listesiKuruluş dönemi Osmanlı sadrazamları listesiAhıskalı Ali Haydar2024 UEFA ülkeler sıralamasıÜlke bayrakları listesiSibel KekilliDolmabahçe SarayıŞahi (silah)Beşiktaş (futbol takımı)Şehzade AhmedNoktaAli ErbaşTiyatroSalih BozokCristiano Ronaldoİslam'da peygamberler ve elçiler29 Ekim Cumhuriyet BayramıKudüsII. BayezidMahir ÇayanTürkiye Cumhuriyeti AnayasasıVehbi KoçHaçlı SeferleriLâle Devri🡆 More